Kadın İşsizlik Oranı Kadınların işgücüne katılımı, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal refahın en kritik bileşenlerinden biridir. Ancak Türkiye’de kadın işsizlik oranları, erkeklere kıyasla uzun yıllardır belirgin şekilde yüksek seyrediyor. 2025 verilerine göre kadın işsizlik oranı, genel işsizlik ortalamasının yaklaşık yüzde 5 ila 7 puan üzerinde. Peki bu fark neden bu kadar derin? Kadınlar neden iş bulmakta zorlanıyor? Bu makalede, Türkiye’de kadın işsizliğinin altında yatan yapısal nedenleri ve olası çözüm yollarını masaya yatırıyoruz.
1. Kadın İşsizlik Oranları Ne Düzeyde?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre:
2025 yılı ilk çeyreğinde toplam işsizlik oranı: %10,2
Kadın işsizlik oranı: %15,6
Genç kadınlarda (15-24 yaş) işsizlik oranı: %26’ya kadar yükseliyor
Bu oranlar, kadınların işgücü piyasasına girişte karşılaştıkları ciddi yapısal ve sosyal engellerin bir yansımasıdır.
2. Eğitime Rağmen Neden İş Yok?
Kadınların eğitim seviyesi arttıkça işgücüne katılım oranı da artıyor, ancak bu katılım istikrarlı bir istihdama dönüşmüyor. Üniversite mezunu kadınların da işsizlik oranı erkeklerden yüksek. Bu çarpıcı tablo, sadece eğitimle sorunun çözülmediğini gösteriyor.
Neden?
Kadınların büyük kısmı belli sektörlere yönlendiriliyor (eğitim, sağlık, hizmet)
Bu sektörlerde istihdam olanakları sınırlı ve rekabet yüksek
Yönetim kademelerinde kadın temsili düşük, bu da kariyer ilerlemesini zorlaştırıyor
3. Toplumsal Rollerin Baskısı
Türkiye’de kadınların iş hayatına katılımı, sadece bireysel istek ve yetkinliklerle değil; aile, toplum ve kültürel normlarla da doğrudan şekilleniyor.
Etkili Olan Faktörler:
Bakım yükü: Kreş ve bakım hizmetlerinin yetersizliği, kadınların evde kalmasına neden oluyor
Toplumsal baskı: “Kadın çalışmasa da olur” anlayışı hâlâ yaygın
İkinci iş gücü algısı: Kadının maaşı “ek gelir” olarak görülüyor, bu da işverenin ciddiyetini azaltıyor
4. İşveren Tercihleri ve Ayrımcılık
Kadınlar işe alım süreçlerinde ayrımcılığa uğrayabiliyor. Özellikle doğurganlık çağındaki kadınlara yöneltilen “evlenmeyi düşünüyor musunuz?”, “çocuk planınız var mı?” gibi sorular, hem etik dışı hem de ayrımcılık örneğidir.
Kadınların karşılaştığı engeller:
Doğum izni sonrası işe dönüş zorluğu
Kariyer planlamasında “cam tavan” sendromu
Kadınların daha düşük maaş teklifleriyle karşılaşması
5. Kırsal Alanlarda Kadın İstihdamı Daha Düşük
Şehirlerde dahi kadınların iş bulmakta zorlandığı bir ortamda, kırsalda bu durum çok daha vahim. Tarımsal üretimde çalışan kadınların çoğu kayıt dışı ve sigortasız. Ayrıca köylerdeki kültürel normlar, kadının ev dışında çalışmasını hâlâ büyük oranda kısıtlıyor.
6. COVID-19 ve Sonrası: Kadınlar Daha Fazla Etkilendi
Pandemi sonrası toparlanma süreci kadınlar açısından daha zor geçti. Özellikle hizmet ve perakende gibi sektörlerde çalışan kadınlar, işten çıkarmalarda öncelikli olarak etkilenen kesim oldu. Bu da toparlanmayı daha kırılgan hâle getirdi.
7. Çözüm Önerileri
Türkiye’de kadın işsizliği ile mücadele etmek için sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel politikalara da ihtiyaç var. Öne çıkan bazı çözüm önerileri:
Yaygın ve uygun fiyatlı kreş destekleri sağlanmalı
Kadın girişimciliği teşvik edilmeli, mikrokredi sistemleri yaygınlaştırılmalı
Kadın istihdamını destekleyen işverenlere vergi indirimi ve SGK teşviki verilmeli
Kadına yönelik ayrımcılıkla mücadele eden hukuki mekanizmalar güçlendirilmeli
Mesleki eğitimlerde kadınlara özel kontenjanlar ayrılmalı
Uzaktan çalışma ve esnek mesai modelleri yaygınlaştırılmalı
Sonuç: Kadın İstihdamı Ekonomik Değil, Aynı Zamanda Sosyal Bir Sorun
Kadın işsizliği sadece bir istihdam meselesi değil; aynı zamanda toplumsal eşitlik, aile yapısı, ekonomi politikası ve kültürel değişimle doğrudan ilişkili. Kalıcı bir çözüm, ancak bu alanların tümüne dokunan entegre bir stratejiyle mümkün olabilir. Aksi hâlde, kısa vadeli çözümlerle bu fark kapanmaz.
Kadın istihdamı, güçlü toplumun ve sağlam ekonominin temel taşıdır. Bu alandaki gelişmeleri, destekleri ve fırsatları takip etmek için:
News
